“Ne kadar güvenilirsiniz? Malum ortalık berbat lütfen yanlış anlamayın”Kaynak: “Ne kadar güvenilirsiniz? Malum ortalık berbat lütfen yanlış anlamayın” – Berna Ergin / Ajans Perisi

Son günlerde en çok duyduğum cümle ….

Her sektörde diye başlayacağım cümlelerime aslında her insanın iyi ya da kötü , güvenilir ya da dolandırıcı ruhlu kimbilir mesleğinde iyi ya da başarısız olması.Peki kime göre, neye göre, nasıl soruları geliyor hemen akla . Herkes kendince haklı ya da haklı olduğunu savunurken bile kurduğu cümleler, haklı sebep sunmalar ayna tutmasına sebep olmuyor mu ki kendine ?

Elimden geldiğince mi demeli, ahlak kuralları, görgü kuralları saygı ve sevgi çercevesinde deneyimlere şansa ya da neye dayalı olduğunu söylemeli? Ne anlatmalı bu insanlara , nasıl bir sistem ve döngü anlamıyorum. Tenzih ediyorum tüm meslektaslarımı ama her sektörde meslekte olduğu gibi bizim cast ajanslarında da güvenilir olanı bulmak zor olabilir. Beklentin neyse o yolda uzman olanı bulmakta cabası. Ben de bir anneyim, “evladımı, genç kızımı nereye ve kimlere emanet ediyorum” diye arastırmanın kralını yapar, kendim de gider gözlemlerim, elbet set ortamlarını. Daha önce nasıl işler yapılmış, sigorta gibi detaylar es geçilmiş mi, profesyoneller mi ya da işin ehli mi diye arastırırım elbet. Yeni Asır gazetesinde güçlü ve cesur bir kalem olan Sevgili Nil Kuyumcu aşağıda ne de güzel anlatmış “ANNELER GÜNÜNDE”verilen canların hesabını kim soracak diye…

Zihniyet değişmediği sürece, ne yapsan olmuyor işte…
Marmaris’teki acı kazanın ayrıntıları geliyor…
Geldikçe de, bir Türkiye gerçeği ortaya çıkıyor…
“Ölüm turu”nu düzenleyen Murat Ceylan, kazada 22 yıllık eşini de kaybetti…
Ve bir itirafta bulunuyor…
Yalnız dikkat buyurun; bence “itiraf” ettiğinin farkında değil!
O kendince “haklı sebep” sunuyor!

Ceylan, “turları düzenleme yetkisi” veren “turizm belgesi”ne sahip olmadığını söyleyip, “Zaten o gün, o yolda giden, benimki gibi 100 aracı durdursan, ancak bir ya da ikisinde turizm belgesi bulunur. Sistem böyle çalışıyor. İnsanlar böyle yapıyor.
Ben de 5 yıldır bu şekilde yolcu taşımacılığı yapıyorum. Organizasyonlar için sadece aracımı kiralıyorum…” diye açıklama yapıyor.

Neymiş?
“Onlar öyle yapıyor!” Birilerinin yaptığı yanlışın izi sürülmek zorunda mı?
Birileri, kanunlara uymayıp cinayet işliyor mesela…
Bu durumda siniri bozulan herkes, “Ama onlar da birilerini öldürdü” diyerek silaha mı sarılacak?
Ya böyle bir mantık olabilir mi?
Kimse kurala uymuyorsa bile sen uy!
Kimsede tur düzenleme belgesi yoksa bile, sen al!

Peki o belge olsaydı ne fark ederdi?
Soruyu, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Ege Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Karadeveci’ye sordum…
Karadeveci, telefonla yaptığımız görüşmede şunları söyledi:
“Seyahat acenteleri, müşterilerin yani yolcuların konforunu ön planda tutar.
Yüksek modelli araçları tercih ederler. Karşınızda muhattap olarak acenteyibulursunuz. Örneğin yolculuk için eski model bir araç getirilirse, ‘Ben bu araca binmem’ der tepki gösterirsiniz…
Yolculuklarda deneyimli kaptanlarla çalışılıyor.
Hatta uzun yolculuklarda, çift kaptan tercih ediliyor.
Acente ile müşteriler arasında sözleşme yapılıyor.
Yolculukta neler olacağı detaylandırılıyor. Belki de en önemlisi, bu belgeyesahip olunduğunda, yolcular ile acente arasında geniş kapsamlı ‘paket tur sigortası’ yapılıyor.

Bu ülkede “meslek” değil ama “iş” sahibi olmak çok kolay!
Alırsın bir midibüs…
Toplarsın eş, dost kim varsa…
Doldurursun araca…
Buyursunlar, mahallemizin turizmcisi!
Belgeye, eğitime, profesyonelliğe gerek yok işte!
Sen yaparsın olur…
Zaten, “onlar” da yapıyordur!

Ve beni çok şaşırtan bir cümle daha kuruyor Murat Ceylan…
Açıklama aynen şöyle:
“Sadece eşimi değil, o kazadakilerden 25’ini tek tek yakından tanıyordum. Büyük acı yaşıyorum. Mahallede beni iyi bildiklerini biliyorum. Kazadan sonra da suçlamamışlar. Burada da konuştuklarımın yanlış anlaşılıp oradakivatandaşların ‘Murat sevgisini’ kırmak istemiyorum.” “Murat sevgisi!”

O kazada insanlar en sevdiklerini kaybetti.
Annelerini kaybetti…
Hem de Anneler Günü’nde…
Seni sevseler ne olur sevmeseler ne olur Murat Ceylan!

Sevgisiz kalmak istemeyen Ceylan, bir ton laf etmiş de şunu dememiş:
“Çok pişmanım! Keşke o belgeyi alsaydım. Keşke daha dikkatli olsaydım… Hata benim!” Aaa unuttuk!
Diğerleri de belge falan almamıştı ve bu durumda ortada ne suç vardı ne suçlu!

Çok etkilendim ve okuyucuların artması adına ben de paylaşmak istedim. Bizim işlere uyarladığımızda da biz de can tasıyoruz, sorumluluk alıyoruz, ahlaki hukuki boyutlarını tartışıyor, oyle işi kabul ediyor ya da etmiyoruz. Bize güvenen ailelerimize sonsuz teşekkurlerimle.Vicdanımızla, sevgimizle vargücümüzle çalışmaya ve kurallara mutlaka uymaya, genel toplum kurallarını,sevgiyi, nezaketi es gecmeden aranızda hep güvenilir olmayı ilke ediniyorum.   Önce Yüce Allahımın izni ile başarılı, sağlıklı, uğurlu, kazasız, belasız, zevkli ve neşeli, keyifli  nice projelere…

Kaynak: “Ne kadar güvenilirsiniz? Malum ortalık berbat lütfen yanlış anlamayın” – Berna Ergin / Ajans Perisi

© Berna Ergin Ajans
FACEBOOK
TWITTER