Mutsuz İnsan Yoktur, Hayal Kurmayan İnsan Vardır…

Hayaller önemlidir insan hayatında. Hayaller bizi biz yapan şeylerin parçasıdırlar.

Bir çok insan hayallere inanmaz. Başkalarının hayallerini de karalar. “O olmaz”, “Bu imkansız”, “Akıllı ol”, “Bu mantıksız”, böyle saçmalık olur mu?” gibi ifadelerle hayalleri boşa çıkarırlar sanki başkaları kendileriymiş gibi. Kendi mutsuzluklarını başkalarına dayatır bu insanlar. Herkesi kendi çaplarından zannederler. Dünyada tek bir yol var sanırlar. Zaten kendi kendilerini de sabotaj eder bu insanlar.

Ama kızamıyorum ki onlara…

Onlar da bunu görmüşler anne ve babalarından, ailelerinden, çevrelerinden, öğretmenlerinden, işverenlerinden, patronlarından. 7 nesil ne öğrendiyse aktarmış onlara. Onlar da öğretilen oyunu körü körüne oynar olmuşlar. Armut dibine düşer olmuş her ağacın.

Bu aynı özgürce büyümekte olan bir ağacın üstüne, ağacın büyümesini engelleyecek şeffaf bir cam fanus koymak gibi. Çocuk cam fanusu fark etmez ve kendi özgür iç dünyasını dışa vurmak ister, ama bir bakar ki görünmez duvarlar engeller onu. Bu görünmez duvarlar eleştiri, yargılama, şartlandırma, cezalandırma gibi şeylerdir.

Sakın ha, lütfen bu dediklerimi cezalandırma ile karıştırmayın. Disipline etmekle de.

Dediğim şudur…İnsan mutlaka bir disiplin ortamında olmalı ki sınırlarını bilebilsin. Ama hayallerinin sınırsızlığını da bilsin.

O özgür, uçsuz bucaksız hayallere sahip çocuk gider ve yerine sürü insanının hoşuna giden, aynı onlar gibi basmakalıp olan, o cici, hanımefendi veya beyefendi, emir-komuta altında tam istenildiği gibi davranan, kendisi olmaya korkan bir çocuk gelir.

Mutsuz insan diye bir şey yoktur; sadece ve sadece hayalleri olmayan insan vardır. Hayallerini unutmuş ve onları tekrar bulamamış ve hayallerini hayat tutkusu ve coşkusunu tetikleyecek şekilde tutuşturamamış insan vardır.

Hayalleri olmayan insan amaçsızdır. Rüzgar önündeki yapraktır. Ne kendisinin farkındadır, ne de çevresinin, ne hayatın, ne de Dünyanın, ne de evrenin. 5 duyusu tam ve doğru çalışan ama körü, sağır, dilsiz yaşayan bir mahluktur. Hayatı bir görev gibi yaşar. Bir robot gibi düşünmeden gelen etkiye tepki verir ve tepkileri ve baskısı güçlü olanın kazanmasını makul zanneder sanki Afrika’nın Serengeti düzlüklerinde yaşıyormuş gibi.

Sorarım amacı ve hayalleri olmayan insan ne yapar? Kendini nasıl aşar ki?

Mutluluk kendini aşmakta saklıdır. Bu hayatın amacı tekamüldür ve tekamül ise ilerlemek, insanın kendi inşa ettiği ülkü mabedine her gün bir önceki güne ek yeni tuğlalar eklemektir. Bunu yapamayan insan ise statik olur. Evrende her şey bir değişim ve dönüşüm halindedir ve statik olmak zaten hayatın amacına terstir. Bu insan 20 yaşındayken yaşayan ölü olur. Mal, mülk, mevki, paye peşinde kendi arzu ve ihtiras atlarının çektiği arabaların peşinden bilinçsizce koşup gider. Ya da hata yapma ve kaybetme korkusu ile yerinde sayar ve neler kaçırdığını bilemeden bitki gibi yaşar gider.

Siz hangisi olmak istiyorsunuz?

Kaynak: Mutsuz İnsan Yoktur, Hayal Kurmayan İnsan Vardır – Berna Ergin / Ajans Perisi

© Berna Ergin Ajans
FACEBOOK
TWITTER